23 Aralık 2012 Pazar

Artvin'de Deprem (Yer sarsıntısı anlamındaki)

Saat 9.00'da uyandım, tuvalete girip çıkınca yeni oda arkadaşım da uyandı. Bana kahvaltı saatlerini sorup çıktı. Dün, maç dönüşü Göğüs Hastalıkları uzmanı evinde kahvaltıya davet etmişti.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Sürpriz oda arkadaşı

Sabah erkenden kalkıp biraz atıştırıp dış mekan deneme çekimlerimiz için otogara gittik.


21 Aralık 2012 Cuma

Deneme çekimleri toplantısı

Uzun süredir hastam yok, ne poliklinikte ne serviste. Sürekli yeni fotoğraf makinemin kullanım kılavuzunu çalışıp internetten örnekler izliyorum.

20 Aralık 2012 Perşembe

Basket sahamızın gasp edilmesi

Hastanede sıradan hastasız bir gün geçirirken Avrupa Göğüs Cerrahları Derneği Kongresi için özet gönderme son tarihinin yaklaştığını farkettim.

19 Aralık 2012 Çarşamba

Senaryoda son düzenlemeler

Hastanede sıradan hastasız bir gün. Kısa film çekme heyecanıyla kameranın kullanım kılavuzunu çalıştım bütün gün.

18 Aralık 2012 Salı

Film için mekan arayışı

Yorgun bir günün ardından normalden geç bir saatte uyandım salıya. Dolmuşla hastaneye gittim. Kahvaltımı alıp polikliniğe geçtim.

17 Aralık 2012 Pazartesi

Kasting

Yine yeni bir hafta başladı Artvin'de. Bakalım bu hafta kaç hasta ameliyat edemeyeceğim, kaç hasta muayene edip odamda boş boş oturacağım.

16 Aralık 2012 Pazar

Yılın son derbisi

Etrafı bembeyaz bulma ümidiyle pazara uyandım ama dünden bir farkı yoktu. Polisevi'nde kahvaltımı ettim. Uzun zamandır ertelediğim bir işi bugün yapmaya niyetlendim.

15 Aralık 2012 Cumartesi

Kahvaltı, senaryo ve Atatürk

Sabah erkenden elektrikle çalışan aletlerin topluca çalışma sesiyle uyandım cumartesiye. Yani elektrik kesilmiş ve geri gelmişti. Bunun Polisevi modemine reset attığından yola çıkarak hemen interneti açtım. Evet internet düzelmişti.

14 Aralık 2012 Cuma

Senaryo yazımı

Oda arkadaşım gittiğinden beri, saati çalmadığı için mi yoksa erken yatmadığım için mi bilmiyorum ama erken kalkamıyorum. Servisi kaçırdığım için de dolmuşla gidiyorum. Dolmuşla hastaneye gittim, tek yatan hastamı taburcu edip polikliniğe geçtim.

13 Aralık 2012 Perşembe

Görsel Basketbol günü

Sıradan bir perşembeye uyandım, hastaneye gidip yatan hastamı kontrol ettim. Kahvaltımı edip polikliniğe geçtim. Çapadan Hocam aradı.

12 Aralık 2012 Çarşamba

Langırt Reloaded

Hastaneye gidip yatan hastama baktım, oradan polikliniğe geçip bilgisayarın başına oturdum.

11 Aralık 2012 Salı

Odada tek başıma

Hastaneye gidip yatan hastalarıma baktım, bir tanesinin toraks drenini aldım diğerini bir gün daha tutmaya karar verdim. Sonra polikliniğe indim. Üç hasta MHRS ile randevu almıştı. Bu benim için kırılması güç bir rekor.

10 Aralık 2012 Pazartesi

İşbaşı

İstanbul'da geçen 4 günün ardından yeni bir pazartesiye uyandım. Servisle hastaneye gittim. Merak ettiğim ben yokken odamı kimseye verip vermedikleri ve odanın hala benim olup olmadığıydı.

4 Aralık 2012 Salı

Yıllık izin #1

Cuma görünümlü salıya uyandım, hastaneye gittim, polikliniğe kuruldum. Bugün diğerlerinden ilk defa farklı...

3 Aralık 2012 Pazartesi

İlk dilekçemi verdim

Yeni bir haftaya daha uyandım. Hastaneye gittim, polikliniğe kuruldum. İnternet başı mesaim başladı. İki günlük hafta sonu tatili boyunca biriken okunacaklar listemi yavaş yavaş erittim. Bugün yeni bir şey öğrendim.

2 Aralık 2012 Pazar

Bir gün daha geçti

Fazla geç olmayan bir saatte uyandım pazar sabahına. Polisevi'nde kahvaltı edip akşam aynı masada akşam yemeği yiyene kadar çıkmamak üzere odama döndüm.

1 Aralık 2012 Cumartesi

Langırt

Oda arkadaşımın erkenden çalan telefonuyla uyandım cumartesiye. Toparlanıp çıktı, muhtemelen her hafta sonu gibi memleketine gitti. Polisevi'nde kahvaltı mı etsem çarşıya mı gitsem diye düşünürken Göğüs Hastalıkları uzmanı aradı.

30 Kasım 2012 Cuma

Haftanın bir günü olarak Cuma

Cuma gününe uyandım. Cuma demek; umut, enerji, huzur demekti eskiden. Hafta sonu tatilinin başlangıcıydı, televizyonda güzel filmler yayınlanırdı, geç yatılabilirdi, öğrenciyken ödevler ertelenirdi vs...

29 Kasım 2012 Perşembe

Sporun hayatımda rutine binmesi?!

Sıradan bir perşembeye uyandım, hastaneye gittim, yatan hastamı kontrol ettim; yarın taburcu etme sözü vererek yanından ayrıldım. Kantine uğrayıp odama geçtim. Her zamanki gibi kapımın önünde bekleyen bir kaç kişi vardı.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Başhekimle beklenen toplantı

Bazen, sadece televizyon izlediği saçma bir dizinin yayınlanacağı güne uyandığı için bile mutlu olabiliyor insan. Bugün de onlardan biri...

27 Kasım 2012 Salı

Artvin'de sis başkadır

Yine çok sisli bir güne uyandım. Servisle hastaneye gittim. Hastaneneye girerken sislerin arasından, karşıda Atatepe'deki Atatürk heykelini gördüm ve hemen fotoğrafını çektim

26 Kasım 2012 Pazartesi

Güveç Partisi

Bir sürü haftadan biri daha, bir saatlik uykunun ardından başladı. Hastaneye gidip polikliniğe geçtim. Kahvaltımı ettim ve makamıma kuruldum.

25 Kasım 2012 Pazar

Uzun bir aradan sonra gece icap çağrısı

Akşamdan kalan baş dönmesiyle uyandım. Artvin'de elektrikler kesildi ama Polisevi'nde jeneratör devreye girdi. Hemen kahvaltıya inip bir şeyler atıştırınca kendime geldim. Soframıza biri oturdu.

24 Kasım 2012 Cumartesi

Bir Cumartesi klasiği

Erkenden kalktım cumartesi sabahına, uzun süredir yatan hastam olmadığı için haftasonu hastaneye gitme alışkanlığımı da kaybettim. Polisevi'nde kahvaltı edip oda arkadaşımı Batum'a uğurladıktan sonra film seçmek için arşivimi bilgisayara taktım.

23 Kasım 2012 Cuma

Aşure günü

Sabah hastaneye gittim. Normal bir iş günüydü, bir adli rapor, bir iki hasta ve bolca imza...

22 Kasım 2012 Perşembe

Geri geldik!

Sabah hastaneye gittim, 1-2 hasta, bol internet, öğlen yemek, ardından muhabbet derken mesai bitti. Günün haber değeri taşıyan tek olayı akşam oynayacağımız basket.

Sağlık Bakanlığı kuralarında şaibe mi var?

Arkadaşlarla fark ettiğimiz bir ayrıntıyı paylaşmak istiyorum. Nasıl fark ettiğimiz de kafanızda soru işareti bırakmasın diye hikayesiyle birlikte aktarıyorum:

21 Kasım 2012 Çarşamba

65 güne özet

Bugünkü yazımı Yılmaz Özdil gibi yazmaya karar verdim...

20 Kasım 2012 Salı

Künefe buldum

Sabah kalkıp hastaneye gittim, kahvaltı sonrası bilgisayar başına oturdum. Gelen giden olmadı. Öğle yemeğinde türlü ve yayla çorbası olduğunu görünce yemekhaneye gidesim gelmedi. Kalp Damarcıyla çarşıya gitmeye karar verdik.

19 Kasım 2012 Pazartesi

Artvin'de keşfedilmeye doğru

Bir pazartesiye daha uyandım, kaldı 70 pazartesi... Hastaneye gittim, kahvaltımı ettim. Bir iki hasta baktım, yine günün büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirdim. Öğlen yemeğinde insan yüzü gördüm.

18 Kasım 2012 Pazar

Odada geçen pazar

Işık ve bilgisayar karşımda açık bir şekilde 6.30'da uyandım pazar gününe. Dün gece izlediğim filmi bitiremeden uyumuşum. Yeni güne başlamadan dünden yarım kalan filmi bitirdim. Sonra biraz uyurum diye düşündüm ama nafile...

17 Kasım 2012 Cumartesi

Bilardo ile masa tenisi şarap ile peynire karşı

Günlük güneşlik bir sabaha uyandım bugün. Hemen hava durumuna baktım; tüm günü güneşli gösteriyordu. Odaya tıkılmamam lazım diye düşündüm. Oda arkadaşım hafta sonu için memleketine dönmeden çarşıda kahvaltı yapmaya karar verdik.

16 Kasım 2012 Cuma

Artvin'de ilk kar

Sabah kalkıp hastaneye gittim, yatan hastam yok. Kantine gidip kahvaltılık bir şeyler alıp odaya döndüm. Çoğu sabahki gibi yanlış gelip kapıda bekleyen hastaları doğru polikliniklere yönlendirdim. Pencereden dışarı baktığımda, dün olmadığına emin olduğum bir şey gördüm.

15 Kasım 2012 Perşembe

Doktorlar toplantısı

Sabah kalkıp servisle hastaneye geldim. Bir kaç gündür yatan hastam olmadığından direkt kantine gidip kahvaltılık bir şeyler alıp polikliniğime geçiyorum erkenden. Kalp Damarcının vakası olduğundan portör muayenesi sebebiyle akciğer filmi çektirmeye gelen hastaları sekreterler bana yönlendirmek istedi, ben de kabul ettim.

14 Kasım 2012 Çarşamba

Sisli bir başka gün daha

Akşamki maçtan kalan bacak ve ayak ağrılarıyla uyandım, daha doğrusu uyanamadım, geç kalktım. Ucu ucuna servise yetiştim. Hastaneye geldim. Kahvaltımı edip gelmeyecek hastaları beklemeye başladım.

13 Kasım 2012 Salı

"Artvin State Hospital"

Sabah uyanıp hastaneye geldim. Yatan hastama baktım, kantine uğrayıp kahvaltımı aldım. Odaya geldim. Bir hasta geldi, muayene ederken yönetim katından çaycı Kadir elinde bir mektupla çıkageldi.

12 Kasım 2012 Pazartesi

Prospektif randomize ev yemeği deneyim başlıyor

Yine yeni bir haftanın ilk gününe uyandım. Hastaneye gittim. Yanlışlıkla bana gelen hastaları doğru polikliniklere yönlendirip gelmeyen hastaları bekledim. Öğlen yemeğinde türlü olduğu ve yemekhanede çok sıra olduğu için yemekhanede yemekten vazgeçtim.

11 Kasım 2012 Pazar

Koru'da Kahvaltı

Sabah 9 gibi kalktım. 10.00'da topluca Koru Otel'de kahvaltıya gideceğimiz için hemen hazırlanıp çıktım. Yürüyerek Polisevi'nden 10 dakikalık bir mesafede. Koru'ya varana kadar bol bol fotoğraf çektim. Sonbaharın renklerinin neredeyse tümünü 10 dakikalık yolda görüp fotoğrafladım. Koru'ya vardığımda yağmur başladı.

10 Kasım 2012 Cumartesi

10 Kasım, Futbol ve Sprite hasretim

10 Kasım'a erkenden uyandım. Oda arkadaşım törenlere katılmak için üniformasını giyip erkenden çıktı. Saat 9.05'te hiç bir siren sesi duymayınca camı açıp kulak kesildim ama anca uzaklardan bir ses geliyordu. İnternetten okuduklarıma göre tüm Türkiye'de siren sesleri kısılmış.

9 Kasım 2012 Cuma

Öğlen kaçamağı ve akşam şarabı

Dünkü basketbolun etkisiyle mi bilmiyorum ama sabah geç uyandım. Polisevinin servisini kaçırdım. Ben de hastaneye yürüyerek gitmeye karar verdim. Polikliniğe geldiğimde kapımda bir kalabalık bekliyordu.

8 Kasım 2012 Perşembe

Basketbol ve peristaltizm

Sabah kalkıp hastaneye gittim. Öğlene kadar pek hasta gelmedi. Öğlen yemeğinden sonra toplantı salonunda HIV ile ilgili Enfeksiyoncunun yapacağı bir toplantı için buluştuk. Katılım zorunlu(?) olduğundan neredeyse tüm doktorları görme şansı buldum.

7 Kasım 2012 Çarşamba

İstanbul'dan endorfin takviyesi

Bugün umut dolu bir güne uyandım. İki gün önce sipariş verdiğim şeyleri bugün teslim alacaktım. Hastaneye gidip servise çıktım, hastamın drenini aldım, bir hafta sonra polikliniğe kontrole çağırdım. Taburcu işlemlerini yapmak için hemşire odasına geçtim. Hastanın sesini duydum, hemşire hanımlara bir şeyler soruyordu.

6 Kasım 2012 Salı

50. gün geride kaldı

Diğer Salı'lara ihanet etmeyen sıradan bir güne uyandım. Hastaneye gidip hastama bakıp polikliniğe geçip kahvaltımı yaptım. Öğlen arasında, yine, yemek sonrası toplandığımız yeni(!) odamızda toplandık. Yeni baş hekimimiz eski ve halihazırda Çocuk Cerrahımız da gelip bizimle oturdu.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Değişen odalar, değişmeyen zihniyet

Kalan 72 haftadan bir tanesinin ilk gününe uyandım. Hastaneye gelip yatan hastama bakıp polikliniğe döndüm. Öğlene kadar bir kaç hasta geldi onlarla ilgilendim. Öğlen yemek sonrası, öğlen aralarında oturduğumuz odanın elden gittiğini öğrendik.

4 Kasım 2012 Pazar

Kabaran fotoğraf iştahım

Sabah 5 gibi uyandım Pazar'a... Sabah diyorum çünkü tuvaletimi yapıp yatağa döndüğümde ezan okumuştu bile. Birazdan güneş açacaktı hemen geri uyumalıydım, yoksa dünkü gibi hortlayacaktım sabahın köründe.

3 Kasım 2012 Cumartesi

4 film, 3 kalıp peynir ve 1 şişe şarap

Erken uyuya kalmamın etkisiyle mi yoksa kaybettiğim yatmadan önce işeme alışkanlığım yüzünden geceleri çişim gelerek uyanmamdan mı bilmiyorum ama 5.30'da uyandım Cumartesi'ye. Türkiye'nin doğusunda olduğumuzdan hava çok erken aydınlandığı için mi yoksa uykumu aldığım için bilmiyorum ama bir daha uyuyamadım.

2 Kasım 2012 Cuma

İlk kaçan vaka ve eskizlerim

Dört günlük de olsa haftanın son günü olduğunu hissettirmeyen bir Cuma'ya uyandım. Hastaneye gittim, kahvaltımı edip gelmeyecek hastalarımı beklemeye başladım.

1 Kasım 2012 Perşembe

Aldığım illuminati mesajlarını çözdüm

Sabah telefonuma gelen youtube linki ve Çapa'daki* PACS sisteminin IP adresiyle uyandım. O da ne demek diyenler için kısa bir özet geçiyim.

31 Ekim 2012 Çarşamba

Boş bir gün #2

Bilgisayarın karşısına oturup düşündüm bugün neler oldu diye, bulamadım anlatacak bişey... Hastaneye gittim, bir iki hasta baktım öğlen arasında aynı yerde aynı kişilerle belirli aralıklarla tekrarlanan yemekhane yemeğini yedim.

30 Ekim 2012 Salı

Ek iş buldum: Amelelik

Haftanın ilk iş gününe erkenden uyandım. Bayram tatili boyunca da çoğunlukla erken kalktığım için pek zor olmadı. Servisle hastaneye gittim. Vizit yapacak hastam olmadığı için erkenden odama geçip kahvaltımı yaptım. Oda daha önce belirttiğim sebepten buz gibiydi.

29 Ekim 2012 Pazartesi

Sırttan çivi çıkarma ve sürpriz Başhekim değişikliği

Tatilin son günü ve aynı zamanda Cumhuriyet Bayramı'na uyandım. Polis Memuru oda arkadaşım görevli olduğu için erkenden gitti. Ben de güne iyi bir kahvaltıyla başlamanın fena olmayacağını düşündüm.

28 Ekim 2012 Pazar

Cennetten bir köşe: Koru

Cumartesi görünümlü pazar gününe uyandım. Kaç gündür hiç acil konsültasyon gelmiyor oluşu ve dışarıda havanın çok güzel oluşu "Acaba Şavşat'a gidip Karagöl'ü mü görsem" sorularının beynimde yankılanmasına sebep oldu. Hemen açıp internette ufak bir araştırma yaptım.

27 Ekim 2012 Cumartesi

Sürpriz atama

Işık açık ve bilgisayar karşımda uyandım. Gece, yarısında kaldığım filmi bitirip biraz daha uyudum. Boş geçen bu bayram günlerinin tek güzel yanı geri sayımın devam ediyor oluşu. Kahvaltıyı daha önceden aldığım abur cuburlarla yaptım. Öğlen ve akşam yemeğini birleştirip çarşıda yemeğe karar verdim. Biraz odada vakit geçirdim. Öğlen gibi telefon çaldı.

26 Ekim 2012 Cuma

Bayram 2. gün

Bayramın ikinci gününe uyandım. Polisevinde bayram dolayısıyla kahvaltı olmadığı için çarşıda kahvaltı yapmayı planlayarak çarşıya yürüdüm.

25 Ekim 2012 Perşembe

Bayram kaçamağı: Hopa

Aniden verilmiş sürpriz bir kararla bayramın ilk gününde Hopa'ya gitmeye niyetlendim. Biri öğrencilikten diğeri asistanlıktan iki arkadaşımla buluşmak, biraz arka planı değiştirmek ve deniz görmek iyi gelir diye düşünmüştüm.

24 Ekim 2012 Çarşamba

Polisevi'nde bayram sessizliği

Tatil edilmiş arife gününe çok geç uyandım. Kalp Damarcının kahvaltı davetine gecikecektim. Hemen bir duş alıp çıktım. Ufukta dolmuş görmediğim için hemen yürümeye koyuldum. Dolmuşun da geçmeyeceği tuttu. Tanıdık bir araba geçse de beni hastaneye bıraksa diye diye yürürken bir araba durdu yanımda.

23 Ekim 2012 Salı

Cuma görünümlü Salı

Haftanın hem ikinci günü hem de son gününe uyanmak çok güzeldi. Günlerce bacağımı zorlayan ağrıyı unutmuş, pencereden gözüken güzel hava ve 6 günlük tatil cazibesi içimi sarmıştı. Dünden çokça uğraştığım video işlemlerimi tamamlamak için hastaneye adeta koşarak gittim, tabi hasta gelirse ona da bakarım artık.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Artvin'de uzun zaman sonra tanıdık bir yüz

Çarşamba gününün de tatil edilmesiyle hafta iki güne düşmüş oldu. İki günlük bir haftanın pazartesisine uyanmak hiç de zor olmadı. Şehri terk eden yalnız doktorlar değil hastalardır diye de umuyordum. Gerçi günde baktığım hasta sayısı 4'ü geçmiyor evet ama yine de doktorsal bir temenni işte. Bugünle ilgili kafamda ufak bir proje vardı hafta sonundan planladığım.

21 Ekim 2012 Pazar

Hatila Vadisi Millî Parkı Gezisi

Sabah erkenden kalktım. Planım, hastaneye uğrayıp çarşıda güzel bir kahvaltı edip günün geri kalanını kendime ayırmaktı. Giyinip çıktım, hava çok güzeldi. Yürüyerek hastaneye gittim. Tek yatan hastamın hava atışı durmuş beni mahçup etmemişti. Hastaneden ayrılıp çarşıya indim. Festival Cafe'de menemenimi yerken bir araba selektör yaparak durdu ileride.

20 Ekim 2012 Cumartesi

2 film birden

Tüm haftanın yorgunluğu üzerine pek de erken olmayan bir saatte dinlenmiş olarak kalktım. Polisevinde kahvaltı sonrası hastaneye uğrayıp hastalarıma bakma niyetiyle çıktım. Hava çok güzeldi. Yürüyerek gitmeye karar verdim. Yolu yarılamıştım ki bir araba durdu yanımda.

19 Ekim 2012 Cuma

Bayram göçü erken başladı

Dünkü basketten sonra yine bacak ağrısız bir güne uyandım. Bayramı içeren hafta, basket ekibinden kimse burada olmayacağı için bir süre dinlenme fırsatı bulacağım için mutluyum. Haftanın son günü rehavetiyle hastaneye gittim.

18 Ekim 2012 Perşembe

Spor salonunda basketbol

Sabah yine ağrılarım kaybolmuş olarak uyandım. Hava çok güzel olduğu için hastaneye yürüyerek gitmeye karar verdim. 22 dakikalık bir yürüyüş sonrası hastaneye vardım. Hastalarıma bakıp kantine geçtim, poğaça kalmamış, ben de tost alıp polikliniğe döndüm.

Bir ayda kimler gelmiş kimler geçmiş

Artvin'e gelip zorunlu hizmete başlayalı tam bir ay olmuş. 18,5 aylık bu serüvenin %5,6'sını bitirmiş bulunuyorum. Her gün bloga yazı yazmaya çabalıyorum. Yazamadığım günleri bir sonraki gün mutlaka tamamlıyorum. Yazdığım girişleri facebook ve twitter sayfamdan link vererek tanıdıklarla paylaşıyorum. Bu 1 aylık zaman zarfında "Blogger" ve "Google Analytics"in verilerine göre siteyi ziyaret edenler hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Odamın düşman işgalinden kurtuluşu

Sabah gözlerimi açtığımda, sağ bacağımda, dün kıpırdamamı engelleyen o ağrıdan eser yoktu. İki olasılık vardı; ya artık spor eşik değerimi aşmıştım, artık etkilenmeyecektim ya da bacağın o kısmına ağrı duyusunu taşıyan sinir kopmuştu ve artık hiç bir şey hissetmiyordum. Bu enerjiyle ve moralle hastaneye geldim. İlk olarak dün kaybettiğim poliklinik odamın akıbetini öğrenmek üzere odama gittim.

16 Ekim 2012 Salı

Odam güzel odam

Her sabah olduğu gibi bu sabah da hastaneye girer girmez poliklinik odama eşyalarımı bırakıp, formamı giyip tüplü hastama bakmaya çıktım. Dönüşte kantine uğrayıp kahvaltılık bir şeyler alıp odaya döndüm ki bir de ne göreyim...

15 Ekim 2012 Pazartesi

İlk maaş

Ayın 15'i olması itibariyle bugün maaşların yattığı gün. Herkesin farklı maaş aldığı kurumların ortak sorunu da "sana ne kadar yattı - ona ne kadar yatmış" geyiğidir, hiç bitmez. Düşük olduğunu biliyordum ama ülke genelinde sondan üçüncü en kötü performansı aldığımızı bilmiyordum.

14 Ekim 2012 Pazar

İki gün üst üste spor mu?!

Bugün zor da olsa uyandım, dünkü yorgunluğun üstüne bir de her tarafım ağrıyordu, özellikle de bacaklarım. Bugünkü planım hastaneye uğrayıp tüplü hastama bakıp, çarşıda kahvaltı etmek, oradan haftalık rutin Migros ziyaretimi yapıp odaya dönmekti.

13 Ekim 2012 Cumartesi

Yeşil (halı) sahalara dönüş

Sabah sırtımda dayanılmaz bir ağrıyla uyandım. Belki de tutulma desem daha doğru olur. Yürümeme, kafamı çevirmeme engel olacak düzeydeydi. Akşamki maçı tamamlamaktan vazgeçtim, sahaya çıkıp oynayabileceğime bile şüpheliydim.

12 Ekim 2012 Cuma

Materyal & Metod

Servisle hastaneye geldim, vizit yapacak hasta olmaması güzeldi. Bu aynı zamanda yazılması gerekmeyen orderlar anlamına geliyor. Dahiliyedeki hastama baktıktan sonra kahvaltımı alıp polikliniğe geçtim.

11 Ekim 2012 Perşembe

Artvin'den yazı çıkar mı

Servisteki hastalarımı gezdim, karı-koca tüp taktığım çifti taburcu ettikten sonra dahiliyede tüp taktığım serebral palsili hasta dışında takip ettiğim hasta kalmayacak. Polikliniğe geçip hasta beklemeye başladım. Dün belli olması gereken zorunlu hizmet münhal kadrolarını merak edip siteye girdim.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Başhekimin ricası

Servisle hastaneye geldim. Polikliniğim hastanenin giriş katında. Hastalara vizit atmadan önce formamı giymek, çantamı bırakmak, kalemimi ve kaşemi almak için önce polikliniğime uğruyorum. Genelde, akşamüstü çıkarken kilitleyip çıktığım kapı, muhtemelen temizlik sebebiyle sabahları açık oluyor. Polikliniğe doğru yürürken daha uzaktan odanın içinden gelen ışığı farkettim.

9 Ekim 2012 Salı

Beklenmedik misafir ve benim fil hafızam

Sabah, yıkanmış tişörtlerimi ve buruşmuş formalarımı ütülenmesi için Polisevi çamaşırhanesine bıraktım. Çamaşırlarımı teslim ettiğim kız biraz acemi gibi dursa da yıkama konusundaki başarısından sonra ona koşulsuz güvendim (belki de zorundaydım). Hastaneye gidip tüplü hastalarıma bakıp polikliniğe geçtim.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Ameliyat iptal

Sabah erkenden hızlıca hastalarımı görüp, Göğüs Hastalıkları'nda yatan, tüm hafta sonu kafamı kurcalayan hastayı görmeye gittim, doktoru da oradaydı, beraber konuştuk ve ultrason altında tekrar sıvıyı örneklemeye çalışmayı denemeye karar verdik.

7 Ekim 2012 Pazar

Valiz boşaltma ve yerleşik düzene geçme

Polisevinde bazı günlerde bazı öğün yemekler çıkmıyor. Örneğin bir keresinde bir akşam Vali geleceği için akşam yemeği verilmemişti. Bugün de, dünden ilan edildiği üzere, kahvaltı servisi olmayacaktı. Ben de kalkıp çarşıya gidip yine Festival Cafe'de, bu sefer sucuklu yumurta ve kaşarlı gözleme yedim.

6 Ekim 2012 Cumartesi

İlk ameliyat kararı ve çamaşır günü

Cumartesi günleri çamaşır yıkandığını bildiğimden, sabah erkenden kalkıp renkli kirlileri iki torbada topladım. Polisevinde kahvaltı saat 9'da başladığından ve saat daha 8'e yeni gelirken, çamaşırları verip karşıdaki kafe-bakkalda sucuklu yumurta yiyip hastaneye uğrayıp işlerimi hallederim diye düşünmüştüm.

5 Ekim 2012 Cuma

Sıfır hasta

Bilgisayarın başına geçtim ve bugün neler oldu diye düşündüm. Belki de aslında bugün neler olmadı diye bir liste yapmak daha kolay. Bugün polikliniğe hiç hasta gelmedi, hiç konsültasyon istenmedi, hiç tüp takmadım ve akşam icaba hiç çağrılmadım. Bugün kimse kaza geçirmedi, kimse ağaçtan düşmedi, kimseye tomruk çarpmadı ve kimse pnömotoraks olmadı.

4 Ekim 2012 Perşembe

Nöroloğun dönüşü

Bugün de hastasız ve olaysız geçti. Günü, poliklinikte Reader'da aylardır okumadığım birikmiş yazıları okuyarak geçirdim. Odasına yerleştiğim Nörolog pazartesi gelecekmiş; hasta bakacak mı yoksa rapor mu almaya geliyor onu pazartesi göreceğiz.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Tomruk reloaded

Bugün polikliniğe yine pek hasta uğramadı, öğleden önce blog takip etme aracım olan Google Reader'da düzenlemeler yaptım. Google Reader diğer bir çok reader arayüzü gibi RSS beslemesi hizmeti veren blog veya sayfaları takip etmenize kolaylık sağlayan bir uygulama.

2 Ekim 2012 Salı

Poliklinik odam

Dün akşamdan, bugün odamızı temizleyeceklerini haber verdikleri için odayı temizlemeye hazır(!) hale getirip öyle çıktım (Bkz. ilk oda temizliği macerası). Servisle hastaneye gittim. Vizitimi yapıp polikliniğe geçtim. Gelmeyecek hastaları beklerken saatlerimin geçtiği polikliniğimi tanıtmaya karar verdim.

1 Ekim 2012 Pazartesi

Nörolog da olduk

Yoğun geçen Pazar gününden sonra dün tüp taktığım hastaları görmek için erkenden hastaneye gittim. Yoğun bakımdaki hemopnömotoraks karı-koca ve servisteki hastalar geceyi sorunsuz geçirmişlerdi. Yeşil dağ manzaralı yoğun bakımda ve serviste vizitimi yaptıktan sonra polikliniğe geçtim. Poliklinik, pazartesi olmasına rağmen gayet sakindi. Hatta neredeyse hiç bir şey yapmadım diyebilirim. Bu vesileyle size hastanede geçen rutin bir günümü anlatmaya karar verdim.

30 Eylül 2012 Pazar

Artvin tüp takma rekoru

Bu sabah kahvaltımı polisevinin karşısındaki bakkal-kafede yapmaya karar verdim. Camlarında vaadettikleri sucuklu yumurtaya bir şans vermem gerektiğini hissettim ve fotoğraf makinemi sırtlanıp dünden sarkan gezi planımı uygulamaya başlamadan karnımı doyurmak için Kafe Dombo'da sucuklu yumurtamı yedim. Biraz tuzluydu ama her haliyle polisevi standartlarının çok üstündeydi.

29 Eylül 2012 Cumartesi

Hastaneye gitmediğim ilk gün

Hafta içinden hafta sonu için planım, geçen hafta sonu Çoruh'a inerken gördüğüm kahverengi tabelalardaki yerleri gezip fotoğraf çekmekti. Bunlar "Artvin Kalesi" ve "Artvin Kültür Evi". Gitmeden önce internette haklarında pek bilgi bulamamış olmam aklıma bir şey getirmedi, gidip kendim keşfederim diye bile düşünmüştüm.

28 Eylül 2012 Cuma

Sahalara dönüş

Cuma sabahı, serviste tek hastam olduğundan erken gitmem gerekmediğinden yürüyerek gittim hastaneye. Tek tük gelen hastaları saymazsak öğlen arası hariç tüm gün istatistikle uğraştım. Bu arada Ekim ayı nöbet listesi belli olmuş, Kalp Damar doktoruna vereceğim nöbetler dışında bayramın ilk günü hem şef nöbetçisi hem de cerrahi branş nöbetçisiyim. Bu nöbetlerin kapsamı ve nöbette başa gelenlerle ilgili çeşitli yorumlar olsa da ben nöbeti tutup görme taraftarıyım.

27 Eylül 2012 Perşembe

Harcırah, tomruk ve oda temizliği

Bugün, dışarı sevk ettiğim hastayı saymazsak, ilk defa bir hastamı taburcu ettim. Çok ciddi bir tıbbi problemi olmasa bile bir kişiye artık senin hastanede kalmanı gerektirecek bir şey yok, 60km ötedeki köyüne dönebilirsin demek tahmin ettiğim kadar kolay olmuyormuş. Her ne kadar bir sürü cümle kursanız da, olabilecekleri teker teker anlatsanız da, hastaların onları "iyileştiniz, artık size hiç bir şey olmayacak" olarak algıladığına eminim.

26 Eylül 2012 Çarşamba

MHRS ve malzeme alımı

Hızlı "hoşgeldin"den sonra acile çağırılış ve poliklinik sayısında anlamlı bir düşüş oldu. Sabah erkenden servisle hastaneye gidip vizitimi yapıp poliklinikte hasta beklerken "MHRS"den sorumlu biri gelip ameliyat günlerimi öğrenip beni MHRS hakkında bilgilendirdi.

25 Eylül 2012 Salı

Artvin'e hoşgeldin

Pazartesiye göre daha sakin başladı Salı. Servisteki hastalarımın vizitini yaptıktan sonra polikliniğe geldim. Uzun bekleyişten sonra hasta gelmeyeceğini anladım ve Çapa'dan gelmeden önce başladığımız bir yayının istatistikleriyle ilgili verileri güncellemeye başladım ve gün içinde 3 hastaya bakmak dışında bununla uğraştım.

24 Eylül 2012 Pazartesi

Pazartesi gibi pazartesi

Polisevinin 8.05'te kalkan ve misafirlerini çalıştıkları yerlere dağıtan bir servisi var. Şehir, kabaca, yokuş aşağı inen bir caddeden oluştuğu için herkesin işine geliyor. Ben de erken gideceğim zamanlarda servisi kullanmaya başlamıştım ki, erken gitmem gereken bugün servisi kaçırdım ve 20 dakika minibüs bekledim. Daha minibüs beklerken acilden ve servisten gelen telefonlarla günün zor geçeceğinin işaretlerini almıştım.

23 Eylül 2012 Pazar

Yağmurla geçen pazar

Pencere açık uyumanın bir sonucu olarak saat 6 gibi yağmur sesiyle uyandım. Bu, Artvin'in sürekli bahsedilen meşhur, bir başladı mı durmak bilmeyen yağmurlarındandı. Polisevinde kahvaltımı ettim, biraz televizyon izledikten sonra yağmurun kesilmesiyle hem hastaneye uğramak hem de hava almak için kendimi dışarı attım.

22 Eylül 2012 Cumartesi

İlk haftasonu; Konsültasyon & Fotoğraf

Artvin'de ilk hafta sonuna uyandığımda, dün baktığım meteoroloji raporuna göre bugünün uzun süreliğine son yağmursuz gün olacağını bildiğimden, fotoğraf çekme planlarım vardı.Önce polisevinde kahvaltı ettim daha sonra fotoğraf makinemi ve içinden yağmurluğumu hiç çıkarmadığım çantamı alıp hastaneye doğru yola koyuldum.

21 Eylül 2012 Cuma

İlk icap ve 10 yıl sonra basketbol oynayamamam

Sabah 5.44'te "Artvin DH" için oluşturduğum sinir bozucu zil sesiyle uyandım. Trafik kazası sonrası pnömotoraks şüphesi olan bir hasta için çağırdılar. Polisevinden, siyah üstüne beyaz "Sağlık Bakanlığı Resmi hizmete mahsustur" yazan bir kartalla beni aldılar.

20 Eylül 2012 Perşembe

İlk hasta

Bugün dolmuş güzergahını öğrenmiş bir şekilde hastaneye vardım. Bilgi-işlem sorumlusu hastane otomasyon programı eğitimi verdi ve o daha içerdeyken ilk hastam geldi.

19 Eylül 2012 Çarşamba

Poliklinik başlangıç

Polisevinde kahvaltımı yapıp, ilk poliklinik günüme başlamak için öğrendiğimi sandığım dolmuş güzergahında Polisevinin önünde beklemeye koyuldum. 15 dakika sonra dolmuşun gelmeyeceğini anlayıp yürümeye başladım.

18 Eylül 2012 Salı

Hastaneye başlangıç

Sabah kalkıp polisevinde kahvaltımı ettikten sonra, biraz da dolmuş alışkanlığı edinmediğimden yürüyerek hastanenin yolunu tuttum. Poliseviyle hastane arası 1 km fakat yürüme yolu değil, dağa kazılmış kenarı uçurum bir yol, ama Hopa - Artvin arası yollara göre geniş. 30 derece güneşin altında 10-15 dakikalık bir yürüyüşle hastaneye vardım.

17 Eylül 2012 Pazartesi

Artvin'e gidiş... veya geliş

Bugün 13:10 uçağıyla Batum'a geldim. Uluslararası olmasına rağmen küçük bir havaalanı. Batum'da "Hopa Yolcuları Bekleme Salonu"na alınıyorsunuz. Herhangi bir kimlik veya pasaport kontrolü olmadan oradan Havaş otobüsü ile ücretsiz olarak Hopa'ya geçiliyor.

13 Eylül 2012 Perşembe

Evraklar

Bugün gerekli evrakları tamamladım. Sicil kaydı için 300 kişi sıra beklemek dışında genel anlamda hızlı bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Personel Daire Başkanlığı'ndan aldığım kağıtlara göre 40 gün birikmiş iznim olduğunu öğrendim. Ayrıca "yol harcırahı" diye, sizi atadıkları ile kadar olan mesafeyle doğru orantılı olarak hesabınıza bir para yatıyormuş.

5 Eylül 2012 Çarşamba

Tebligat yayınlanır, tebellüğ edilir

Bugün tebligat yayınlandı. Yasaya göre iki hafta içinde, gerekli evrakları hazırlayıp görev yerime gidip başlangıç yapmam gerekiyor. 17 Eylül için uçak biletimi aldım. İstanbul'da kalan işlerimi halletmem için iki haftam var.

21 Ağustos 2012 Salı

İlk ön araştırma sonuçlarım

Kura çekileli 5 gün olmuş. Bu 5 günde doğru-yanlış Artvin'le ilgili birçok yorum yapan oldu. Kendim de elimden geldiğince biraz araştırdım. Kuradan önce bildiklerimle birlikte ilk ön araştırma sonuçlarını yayınlıyorum:

16 Ağustos 2012 Perşembe

Kura çekilir

Bugün 46. kez "Devlet Hizmeti Yükümlülüğü" de denen, zorunlu hizmet kuraları çekildi. Benim de şansıma genel kuradan* Artvin Devlet Hastanesi düştü.