Beklenmedik misafir ve benim fil hafızam

Sabah, yıkanmış tişörtlerimi ve buruşmuş formalarımı ütülenmesi için Polisevi çamaşırhanesine bıraktım. Çamaşırlarımı teslim ettiğim kız biraz acemi gibi dursa da yıkama konusundaki başarısından sonra ona koşulsuz güvendim (belki de zorundaydım). Hastaneye gidip tüplü hastalarıma bakıp polikliniğe geçtim.

Polikliniğin kapısında printerdan çıkma emanet Göğüs Cerrahi Polikliniği kağıdı sökülmüş arkasındaki Nöroloji yazan tabela "Göğüs Cerrahisi" olarak değiştirilmiş, hem de sık yanlış yazımı olan "Göğüs Cerrahi" yazmalarını beklerken.

Öğlene kadar bir hasta geldi, internette gezinerek zamanı öldürdüm. Öğlen yemeğinde türlü ve yayla çorbası olduğunu öğrenince hastanenin kafeteryasından fast-food tarzı bişeyler yemeği planlıyordum ki kafeteryaya gidince sulu yemek de olduğunu gördüm. Bir tabak mercimek çorbası ve bir tabak tavuk soteye 10,5 lira verdim. Artvin gibi bir yer için çok kazık olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim, hele ki alternatifi yemekhanede yenen bedava yemekse.

Öğlen arasında "el yıkama" ile ilgili toplantıyı ekenler olarak çay içtiğimiz odada oturuyorduk ki içeri hasta yakını görünümlü, garip kesim sakallı, hafif toplu bir adam girdi. Normalde bu odaya doktorlar dışında, imza için gelen personellerden başka kimse girmez, yanlışlıkla bile. Bilerek geldiği belli birisiydi ve Türkçe'yi iyi konuşuyordu. Ne için geldiğini söylemeden önce kendini tanıttı: "Ben Muzaffer Abayhan." O anda fil hafızam çalıştı ve çok kısa sürede cevabı buldu. Cem Özer'in programı "Laf Lafı Açıyor"da Cem Özer'e laf sokan yanda oturan adam. Şimdilerde Jay Leno ve Conan'da gördüğümüz side-kick tiplemesi. Tesadüfen bundan aylar önce "Cem Özer'in programında yanda oturan adam kimdi?" diyip kendi kendime internetten araştırmış somut bişey bulamamıştım ve adam şimdi karşımdaydı. Yaşlanmış, saçları dökülmüş ve leş gibi sigara kokuyordu. Önce adamı hatırlayalım:



Adam "Ben Muzaffer Abayhan" diyince, ben de "Laf Lafı Açıyor'da Cem Özer'e laf sokan adam" dedim, bir an afalladı ama pratik zekasıyla bunu da kendi lehine kullanmayı bildi. Anadolu'yu karış karış gezdiğini ve kitabını sattığını söyledi. Biraz Artvin, biraz eski günler muhabbeti yaptıktan sonra destek olmak amaçlı kitabını aldım, benim için imzaladı ve hatıra fotoğrafı çektim. Şimdi, o zamanki esprileri çok komik gelmese de zamanında tek örnek olduğu ve yeni bir şeyi Türkiye'ye getirdikleri için tebriği hakkettiklerini düşünüyorum.

Muzaffer Abayhan (Ekim 2012)

Öğleden sonra internette gezinirken, televizyonda da bahsedildiğini duyduğum uzaydan atlayışın bugün 15:30'da olacağını öğrendim. Kalp Damarcı arkadaşımla, Plastik Cerrahın odadan aldığı fındıklarla ekranın karşısına geçip bekledik fakat ertelendi. Yarım saat sonra tekrar oturduk akşama ertelendi. Sinirlenip çıkmaya karar verdik ki, inşaat nedeniyle örülü tutulan pencerelerimizin yarın tekrar takılacağını, odaya doğal havanın ve güneşin gireceğini öğrendik.

Çıkışta Çoruh Pide'de pidemi yiyip odaya döndüm. Odaya girerken kapının iki kere kilitlendiğini farkedince temizlemeye geldiler diye düşündüm fakat odaya girince yatağımın üzerinde ütülenmiş tişört ve formalarımı buldum. İyi iş çıkardıklarını itiraf etmeliyim.

Uzaydan atlayış sayfasına girdim, canlı görüntüleniyordu. Adam kapsülün içine girdi geri sayım falan başladı fakat sonra da rüzgar dolayısıyla ertelediler. Planlanan atlayış stratosferden yere doğru 120.000 feet'lik yani yaklaşık 37km'lik bir atlayış olacak. Atlayışın şöyle bir reklamı da var:



Daha sonra televizyon ve uyku...