25 Kasım 2012 Pazar

Uzun bir aradan sonra gece icap çağrısı

Akşamdan kalan baş dönmesiyle uyandım. Artvin'de elektrikler kesildi ama Polisevi'nde jeneratör devreye girdi. Hemen kahvaltıya inip bir şeyler atıştırınca kendime geldim. Soframıza biri oturdu.

Şube Müdürüymüş, aynı zamanda 4. sınıf Emniyet Müdürü; kahvaltı bitmesine rağmen uzun uzun muhabbet ettik, dramatik hikayesi beni çok etkiledi.

Sis kaplı bir gün daha

Daha sonra odaya gelip internetten indirdiğim bazı dizileri izleyip zaman geçirdim. Zaman geçirmekle kalmadım tüm günü geçirdim. Akşam yemeğimi Polisevi'nde yiyip, haftalık sakallarımı kesip yattım.

Gece 3'te Pskiyatristin telefonuyla uyandım. Telefonu nöbetçi acil doktoruna verdi, trafik kazası geçiren bir hastadan ve şüpheli tomografisinden bahsetti. "Arabayı gönder" dedim, beni arayanın neden Psikiyatrist olduğunu sorgulamam için hastaneye varmam gerekti. Tomografi odasında uyandım. Meğer radyoloji teknisyeni adaşımı bağlamışlar sonra da santral becerememiş ve Psikiyatrist şef nöbetçisiymiş ve olaylar gelişmiş.

Kendi kullandığı arabasıyla kaza yapan zayıf genç bir şoför. Sağ akciğerde lineer bir atelektazi alanı mevcuttu ama perikardiyal alan doluydu. Kontrastlı çekim yapamayan makinemizle ve hastanın zayıf bir genç olduğunu düşünürsek perikardiyal efüzyon olarak nitelendirilebilecek bir filmdi. Ama Radyolog "yağlı doku" olarak raporladı ve konu kapandı.
Adli vakalarda radyoloji raporları çok önemli olduğundan radyologla işbirliği halinde olmak gerekir çünkü sizce var olmayan bir şeyi var olduğunu düşünerek raporlarsa ve ileride olay yargıya taşınırsa, siz o bulguyu yok saymışsınız gibi ihmalle yargılanabilirsiniz.
Bizimkinden nispeten iyi bir tomografi kesitinde görülen perikardiyal
yağlı doku (internetten). Bizim hastada bilateraldi.

4 gibi odaya döndüm ve yarım saat sonra güneşin doğuşunu haber veren ezan sesiyle uykusuzluğum taçlanmış oldu. 1-2 saat uyukladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder