15 Aralık 2012 Cumartesi

Kahvaltı, senaryo ve Atatürk

Sabah erkenden elektrikle çalışan aletlerin topluca çalışma sesiyle uyandım cumartesiye. Yani elektrik kesilmiş ve geri gelmişti. Bunun Polisevi modemine reset attığından yola çıkarak hemen interneti açtım. Evet internet düzelmişti.

Hemen internette kısa filmlerde ses kaydıyla ilgili izlemem gereken videoları izleyip alacağım mikrofona da karar verdim. Bu arada dün başlayan sulu kar, şehrin yüksek kesimlerinde (Polisevi'nin arkası da dahil) beyaz bir örtü olarak yerini almış.


Öğlen buluşup Radyolog'un evine gittik. Kalp Damarcı'nın üst katıymış meğer. Manzarası muhteşemdi.

 

Kahvaltı hazırlandı; menemenler, sucuklu yumurtalar ve çay eşliğinde sohbet muhabbet...



Kahvaltı sonrası senaryo hakkında biraz konuştuktan sonra güzel havadan faydalanmak için dünyanın en büyük Atatürk heykelinin olduğu Atatepe'ye gitmeye karar verdik. Psikiyatristin icap sebebiyle acile uğramasıyla biraz vakit kaybedip diğer Radyolog'u da aldıktan sonra arabayla gittik.

Heykel 22 metre boyunda

Atatepe'den panoramik Artvin manzarası (tıklayınca büyür)

Filmin çekiminde kullanmayı planladığımız bir kaç mekanı gidip gezdik. Daha sonra karnımızın acıktığını farkedip Kafkasör yolundaki Kuşçu'ya gittik.

Hamsi tavalarımızı yiyip çaylarımızı yudumlarken saatlerce süren beyin fırtınasının ardından senaryonun son haline karar verdik. Şimdi oyuncuları bulup mekan ve malzemeleri hazırlamaya geldi sıra.

Yemekten sonra evlere dağıldık. Biraz televizyon biraz dizi izleyip uyuykaldım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder