Bir de günlerden pazartesi! Eşyalarımı polikliniğe bırakıp servise çıktım, hastam yediklerini nefes borusuna kaçırmış ve buna bağlı zatüre tablosu gelişmiş (çok halk dili oldu). Gün içinde neredeyse iki saatte bir servise uğrayıp kan gazıyla takip ettim. Arada acile gelen bir hastaya yatış verdim ve polikliniğe gelen 3-4 hastaya da baktım. Midemden geçen ilk şey yemekhanede yediğim öğlen yemeğiydi.
Aspire eden hastanın durumunun iyiye gitmeyeceğini anladığımda yoğun bakımla konuştum fakat yer yoktu; yer olmadığı gibi bir de ameliyattaki hastada hemotorakstan şüpheleniyorlardı. Bir yandan 112'yi arayıp* hastaya yer ararken bir yandan da ameliyathaneye gidip hastaya tüp taktım, 1300cc geldi ve neyse ki durdu. Şurada iki paragrafa ama tüm günüme sığan bu koşuşturma iki hastanın da dış merkeze sevkiyle son bulunca hastanede tüplü olarak takip ettiğim hasta kalmadı.
Bu yorgunlukla odaya gidip yemek yiyip uyudum. Bu arada oda tam bir haftadır temizlenmiyor.
Devlet Hastanesi önü |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder