25 Eylül 2012 Salı

Artvin'e hoşgeldin

Pazartesiye göre daha sakin başladı Salı. Servisteki hastalarımın vizitini yaptıktan sonra polikliniğe geldim. Uzun bekleyişten sonra hasta gelmeyeceğini anladım ve Çapa'dan gelmeden önce başladığımız bir yayının istatistikleriyle ilgili verileri güncellemeye başladım ve gün içinde 3 hastaya bakmak dışında bununla uğraştım.

Öğlen arası yemekhane sonrası çay içme odasında, mesai saatlerinden sonra oynamak üzere masa tenisi masası almaya karar verdik. Daha sonra iş geyiğe sardı ve bilardo masası, lig tv, tilt, darta kadar uzadı. Ama masa tenisi olayını başhekime danışıp kendi paramızla alacağız sanırım.

Hastaneden çıkışta Artvin'in üst kesimlerinde yemek yeme fırsatı buldum. Kafkasör yolu üzerinde, Artvin manzaralı bir çok salaş yer var.

Kafkasör yolundaki mekanlardan biri

Restorandan Artvin manzarası

Artvin manzarsı, hava kararınca

Kahveli elma

Akşam 8 sularında, servisten telefon geldi; kaburga kırığıyla yatırdığım Borçkalı hasta balgam çıkaramıyor ve satürasyonu düşüyor diye. Yemek de zaten bitmiş olduğundan hastaneye geçtim ve hastaya nazotrakeal aspirasyon yaptım (Bu cümleleri başka türlü nasıl söylerdim bilemiyorum).

Hastaneden çıkarken anesteziden bir doktor arkadaşla karşılaştım ve kadın doğumdaki doktor arkadaşlarla birlikte "XL" isimli bara gittik. Haftaiçi olmasına rağmen Artvin'e göre beklentilerimin üstünde, doktor da içeren bir kalabalık vardı. Geldiğimden beri acile gelen, yatan hastalardan ve bunun İstanbul'a göre normal üstü bir sıklıkta olduğundan bahsettim. Herkesin ortak tepkisi: "İlk geldiğinde herkese bir hoşgeldin olur" oldu.

Kısa bir süre orada takıldıktan sonra odaya dönüp yattım.

2 yorum: